Kuduz olmak kuduzluk hakkında bilgi

Merkezi sinir sistemini ağır şekilde tutan bir zoonoz (insanlara hayvanlardan
geçen hastalık). Bugün bile insanlarda ölüme sebep olmaktadır. Etkeni, Rhabdoviruslar gurubundan bir RNA'lı virüsdür. Kuduz hayvanlarının salyasında bulunur ve genellikle ısırma suretiyle bulaşır. Tabii konakçısı olan vampir (kan emici) yarasanın, yağ dokusu ve tükürük bezinde bulunur. Bu yarasa dışında bütün memelilerde koruyucu tedbirler alınmazsa hemen daima öldürücüdür. Bugüne kadar belirtiler ortaya çıktıktan sonra kurtulan sadece üç yaka mevcuttur. Ölüm, özellikle solunum felci ile olur.
Hastalığın kuluçka süresi; sekiz günden iki yıla kadar değişebilir. Ortalama kırk gündür.
Bu devrede kuduz aşısı veya anti serumu yapılırsa hastalık belirti vermeden önlenebilir. Aşının gayesi vücutta çabuk ve yüksek seviyede antikor hasıl edip virüsün nötralize edilmesidir. Klinik belirtiler çıktıktan sonra, aşıdan fayda beklenemez.
insanlara hastalığın bulaşmasında başlıca aracı olan köpekte ilk belirtiler; hayvan evcilse farkedilen huy değişmeleridir. Hayvan alışılmış hareketlerini yapmaz, garip davranışlar içine girer. Ot, tahta, kumaş v.b. şeyleri yemeye çalışır, huysuz ve huzursuzdur, çeşitli hayallere dalar ve çevresine saldırır, devamlı koşar, ağzından salyası akar ve dört-beş gün içinde felç- ler gelişerek ölür.
Hastalığın gelişimi: İlk olay canlı virüsün deri veya mukozalardan vücuda girmesidir. Virüs önce bu bölgedeki çizgili kas hücrelerinde çoğalır. Bunun ardından sinir uçlarından içeri giren virüs, sinir yolunu takip ederek merkezi sinir sistemine ulaşır. Tecrübi olarak kanda virüs bulunabileceği de gösterilmiştir. Ancak hastalığın gelişiminde bunun pek önemi yoktur. Beyinde hemen sadece gri cevherde çoğalan virüs, yeniden otonom sinirler yolu ile tükürük bezleri, böbrek üstü bezi, böb rek, akciğer, karaciğer, iskelet kasları, deri ve kalb gibi diğer organlara ulaşır. Virüsün tükürük bezine ulaşması hastalığın salya ile bulaşmasını sağlar. Kuluçka süresinin çok farklı olabilmesi vücuda giren virüs sayısına, girdiği yerin merkezi sinir sistemine uzaklığına, tutulan doku miktarına ve kişinin savunma mekanizmalarına bağlı gibi görünmektedir.
Hastalığın merkezi sinir sistemine yerleşmesi ile burada kanma artar, sinir hücre çekirdekleri harap olmaya başlar ve bu kusurlu sinir hücreleri, sahaya hücum eden savunma hücreleri tarafından ortadan kaldırılır. Bölgeye gelen iltihabi hücrelerin artışı ile bir beyin iltihabı meydana gelir. Zamanla klinik tablo da ağırlaşarak ilerler.
Belirtileri: Kuduz bir hayvan tarafından ısırılıp tedavi edilmeyen bir insanda ilk belirtiler, kuluçka devri bittikten sonra 1 ilâ 4 gün sürebilir. Bu belirtiler; ateş, baş ağrısı, ısırık yerinde hassasiyet ve kaşıntı, kırgınlık, halsizlik, boğaz ağrısı, kas ağrıları, kolay yorulma, iştahsızlık, bulantı, kusma ve kuru öksürük olabilir. Duygusal devrede; içine kapanma her şeyden alınma, gözlerde korku hissi, yüz mimiklerinde değişme, hâtıralarla hırçınlaşma gözlenir. Daha sonra huzursuzluk, beş duyuya ait hayaller, kavgacılık, düşüncelerde garip değişmeler, kasılmalar hava akımından, parlak ışıktan, yüksek sesten, su içmek- ten hatta görmekten korkma gelişir. Sudan korkmanın sebebi yutkunma kaslarının şiddetli ağrı vermesidir. Salyasını yutamayan _hastanın ağzı köpürür ve sonunda felçlerle ölür.
Teşhis: Hastanın klinik bulgu vermesi halinde, hikâyesinde kuduz yönünden şüpheli bir hay van ısırığının bulunması teşhiste yardımcıdır. Ancak mühim olan, hasta klinik bulgu vermeden risk altında olup olmadığının tesbit edilmesidir. Çünkü klinik bulguları takiben başlanan tedavinin başarılı olma ihtimali çok azdır.
Teşhiste laboratuar bulguları: Komplikasyonlar olmadıkça kan kimyası normaldir. Kanda dolaşan beyaz küre (akyuvar) sayısı hafifçe artar. Ancak normalden (5-7 bin/mm3) 30 bin/mm3'e kadar herhangi bir değerde de olabilir.
Her virüs enfeksiyonunda olduğu gibi kesin teşhis şu metodlarla konabilir:
İltihaplı doku ve sıvılardan (beyin, tükürük, beyin-omurilik sıvısı v.b.) virüsün izole edilmesi ve gösterilmesi.
Aşısız kişide bir seri serum çalışması ile kuduz virüsüne karşı oluşmuş antikor miktarının dört kat arttığının gösterilmesi.
3-Virüs bulaşmış dokuda hassas bir metod olan Floresan Antikor Tekniği ile virüs antijeninin gösterilmesi.
Ölen veya öldürülen şüpheli hayvanın beyin dokusundan veya beyin biopsilerinden şu çalışmalar yapılabilir.
Beyin dokusu nümunelerinin fareye enjeksiyonu ile virüs üretme ve izole etme çalışması.
Floresan Antikor Tekniği ile virüs antijeninin gösterilmesi.
c) Işık veya elektron mikroskobu ile Negri cisimciklerinin aranması.
Negri cisimcikleri; seller boya- ile pembe boyanan hücre çekirdeğine yakın bulunan kuduz hastalığına has virüs parçacıklarıdır. Beyinde özellikle ammon boynuzu, beyin kabuğu, beyin sapı ve beyincik purkinje hücrelerinde dağılım gösterir. Negri cisimcikleri görüldüğünde, kuduz teşhisi konur ise de, görülmemesi kuduz hastalığı olmadığı manasına gelmez. Zira kuduz vakalarının % 20'sinde gösterilememektedir.
Korunma: Esas korunma; bulaştırmada en önemli rolü oynayan başı boş köpeklerin ortadan kaldırılmasıdır. Ev hayvanları, kuduz virüsü ile karşılaşma riski yüksek olan veterinerler, mağaracılar, laboratuar işçileri, hayvan bakıcıları önceden aşılanmalıdır. Şüpheli ısırıklarda yara yeri hemen ilk fırsatta bol su ve sabunla, yıkanmalıdır.
Tedavi şartlan: Her sene dünyada milyonlarca insan hayvanların şüpheli saldırılarına maruz kaldığı için, bütün bu kişilerin tedavi altına alınması yerine, tedavi için bazı şartların varlığı aranır. Çünkü aşı ve anti serum tedavilerinin de riskleri mevcuttur.
İnsana sebepsiz saldıran hayvanları mümkünse yakalamalıdır. Yakalanan vahşi veya aşısız evcil hayvanlar öldürülüp kafası en kısa zamanda beyin dokusunda kuduz yönünden tetkik yapılabilecek bir laboratuara gönderilmelidir. Bu yönden en güvenilir metod, Floresan Antikor Tekniği'dir. Eğer bu teknikle kuduz virüsü tesbit edilemezse, hayvanın salyasında kuduz virüsü olmadığı kabul edilir ve saldırıya maruz kalan kişinin tedavisi gerekmez. Ancak Floresan Antikor Tekniği veya Negri cisimciği müsbet çıkarsa tedavi icabeder. Negri cisimciği tetkiki menü de olsa, kuduz şüphesini ortadan kalclumaz.
Saldıran hayvan aşılı ise ve yakalanırsa, müşahade altına alınır. Hayvan 10 gün içinde hastalık belirtisi verirse kafası yine tetkike gönderilmelidir. Eğer hayvan bu süre zarfında hastalık belirtisi göstermezse tedavi gerekmez.
Yakalanamayıp kaçan hayvanlar kuduz kabul edilir ve tedaviyi gerektirir.
Tedavi: Tedavinin üç ana prensibi vardır:
1) Yara tedavisi: Kuduz şüphesi olan hayvan tarafından ısırılan yer hemen ilk fırsatta bol su ve sabunla veya tentürdiyot gibi alkollü dezenfektanlarla yıkanmalıdır. Çünkü kuduz virüsü sabun ve alkole hassastır. Bulunabilirse Zefıran veya Cetavlon gibi kimyasal dezenfektanlar da faydalıdır. Ayrıca tetanos aşısı uygulanmalı ve tetanos için antibiyotik (genel olarak penisilin) kullanılmasına başlanmalıdır.

2) Pasif bağışıklama: Kudus antiserumları ile yapılır.
3- Aktif bağışıklama: Ölü kuduz virüsü aşıları ile yapılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder